Mezar taşımız Türkçedir.
Tamamı Ermeni kökenli vatandaşlardan oluşan Vakıflı Köyü’nün Muhtarı Kartun “Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartını taşımak bir ayrıcalıktır. Bizim mezar taşımız bile kendisini Türkçe ifade eder” dedi. .
Belki birçoğumuz Türkiye’de tamamı Ermeni vatandaşlardan oluşan bir köy olduğunu dahi bilmiyordur!... Evet, öyle bir köy var... Köyün adı Vakıflı... Vakıflı, Hatay’ın Samandağ İlçesi’nde Musa Dağı’nın eteklerinde kurulmuş. Köy, Akdeniz’in en doğu sahili Çevlik’e yükseklerden bakıyor. Köyden kuşbakışı, tüm Çevlik ve Suriye sınırını çizen Kel Dağı’nı da görmek mümkün. Köy, 1918’den 1939’a kadar (1939 Hatay Cumhuriyeti’nin kurulduğu yıl) Fransız yönetimi altında kalmış. Hatay’ı terk eden Fransızlar, köyün yarısını da beraberinde götürmüş. Ancak birçoğu “Burası bizim vatanımız. Biz bu bayrak altında kendimizi mutlu hissediyoruz” diyerek Türkiye’de kalmış. Genel seçimlerde köyde CHP galip gelmiş. CHP’yi DYP, DSP ve MHP takip etmiş. MHP 14 oy almış. Yerel seçimlerde ise AKP birinci, CHP ikinci, üçüncü MHP ve DYP... MHP’nin buradaki oyu da 21.
Vakıflı’nın yanı başında ise “Türk” kökenli ve “Müslüman” Hıdırbey Köyü var. Birlikte oyun oynuyorlar, ev ziyaretinde bulunuyorlar ve ticaret yapıyorlar. Vakıflı’da organik tarım ön planda. Kimyasal maddenin köye girişi yasak. Ceviz ve turun tatlısı, mandalina, şurup, likör ve balı meşhur. Köydeki kilise, diğer kiliselerden farklı. Kilisenin birbirine paralel bakan iki çan kulesi var. Köyde papaz yok. Özel günlerde İstanbul Patrikhanesi papaz gönderiyor. Yaklaşık 135 kişinin yaşadığı köyün en önemli siması ise Muhtar Berç Kartun... Berç Kartun ile Hırant Dink cinayeti ve Türkiye üzerine bir sohbet ettik.
İşte, Berç Kartun’un sorularımıza verdiği cevaplar:
Hrant Dink cinayeti için ne diyeceksiniz?
Kınadık. Hrant, devletini milletini seven bir insandı. Bir insan düşüncesinden dolayı vurulmaz. İlk duyduğumda şok geçirdim. Yarım saat konuşamadım. Köyümüze gelmedi ama Vakıflı’nın tanıtımını yapan bir insandı. Onun sayesinde yabancılar Türkiye’deki hoşgörüyü öğrendi. En son görüşmemizde, “2007’nin Mayıs ayında geleceğim” dedi. Ancak, olmadı.
Türkiye’de yaşamaktan, Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşımaktan mutlu musunuz?
Hem de çok mutluyum. Taşını toprağını havasını çok seviyorum. Bu ülkeden kopamayacağımı 1979’da anladım. O yıl, sağ-sol olayları can alıyordu, can yakıyordu. Okullar bir açılıp, bir kapanıyordu. Lise birde okuyordum. Sıkıntı had safhaya ulaşınca Almanya’ya gittim. Almanya’da yaklaşık 6 ay kaldım. Sevmedim sevemedim. Baktım olmuyor, tekrar Türkiye’ye döndüm. Ben Türk’üm. Türkiye’de yaşamaktan mutluyum. Zaten yaşamak istemeseydik çeker giderdik. Üstelik önümüzde bir dünya imkân var. Aksini söyleyenler komplo kuruyor, oyun oynuyor. Bu köyde 150 kişi yaşıyor. Hiç kimse benden ayrı konuşmaz, düşünmez. Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartını taşımak bir ayrıcalıktır, bir onurdur. Bunun benim ağzımdan duymak isteyen telefon açar ve duyar. Aramıza ayrılık gayrılık sokmak isteyenler başarılı olamayacak. Bizim mezar taşımız bile kendisini Türkçe ifade eder.
Türk ve Müslümanlar’la aranız nasıl?
Bir kere bizde ayrılık gayrılık yok. Hatay, hoşgörü şehridir. Herkes birbirinin tercihine saygı duyar. Birlikte ağlar, birlikte güleriz. Dini bayramlarda Hatay’a gelirseniz bu güzelliği yaşarsınız. Gerek Ramazan Bayramı ve gerekse Kurban Bayramı’nda birbirimizi ziyaret eder, ikramlarda bulunuruz. Muhtar olmam sebebiyle sabah erken saatlerde kalkar Müslüman arkadaşlarımızın bayramını kutlarım. Kurban günü kesilen etlerden yeriz. Ermenilik, Türklük, Araplık, Alevilik, Sünnilik, lafı geçerse konuşulur. O muhabbeti açan da televizyon veya radyodaki bir konu olur. Haricinde konuşulmaz.
Devlet hizmetlerinden memnun musunuz?
Tabii ki memnunuz. Köyün pansiyonu ve konağı devlet eliyle yapıldı. Bir hoşgörü olmasaydı. Bu olur muydu? Yıkık dökük binaları ayağı kaldıran dönemin Samandağ Kaymakam Selim Çapar, ‘Yılın Kaymakamı’ seçildi. Hoşgörü olmasaydı bu sonuç olur muydu? Olmazdı. Hangi devlet kurumunun kapısını çalarsak eli dolu dönüyoruz. Aslına bakarsanız ayrıcalıklı olduğumuzu bile düşünüyorum.
Ülkeye hizmete bakışınızı öğrenmek istiyorum?
Ben 1982-83 yıllarında askerlik yaptım. O yıllarda askerlik 18 aydı. Acemiliği Amasya’da tamamladım, usta birliğim ise Kars’ın Göle İlçesi oldu. O zamanlar çavuş olamıyorduk ama 14 ay boyunca subay gazinosunda görev yaptım. O üniformayı giymekten onur duydum. Komutanlarım ve birlikteki arkadaşlarım beni el üstünde tuttu.
Geldiğiniz noktayı nasıl tavsir edersiniz?
Dünkü noktada değiliz. Bakınız Dink cinayeti, bütün iyiliklerin üzerine gölge düşürdü. Zamanında bu toprakları terk edenler bile geri dönüyor. Köyümüze Almanya’dan en son 2 aile katıldı. Almancılar yılın 6 ayı orada, 6 ayı burada. Kimse “Ermenilik” diyerek rant elde etmesin. Her şey görüldüğü gibi olsaydı dönüş noktası Ermenistan olurdu.
Senol GEZER / HATAY-ISTANBUL
Tercüman
Bolsohays Istanbul Armenians
5 Feb 2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder