İstanbul Ermenilerinin Hikayeleri

İstanbul Ermenileri’nin günlük yaşamlarını konu edinen foto/röportaj sergisi, Fransız Kültür Merkezi’nde verilen bir kokteylle açıldı. Fotoğraf çekimlerini Mehtap Yücel’in, metin yazımlarını Tamer Altunay’ın yaptığı serginin açılışına çok sayıda konuk katıldı. İki buçuk saat süren etkinlik boyunca sergi salonunu ve bahçeyi dolduran yüzlerce konuk, sadece sergiyi incelemekle yetinmedi; tulum eşliğinde halaylar çekip, kuruculuğunu Vartkes Keşiş’in yaptığı ilk Ermeni Rock topluluğu Keops’un içli ezgileriyle güzel duygular da yaşadı.

“Bu topraklarda doğduk, bu topraklarda öleceğiz” diyen İstanbul Ermenileri’nin günlük yaşam anlarının ölümsüzleştirildiği fotoğraflar ve yanlarındaki kısa öyküler oldukça ilgi çekiciydi. Türkiye’de yaşayan her milliyetten insanı konuklar arasında görmek mümkündü. Her ‘azınlık’ın ‘biz’ olduğunu gösteren oldukça iyi bir tabloydu.

Hrant Dink
Etkinlik boyunca sergi salonunu boş bırakmayan izleyicilerin yüzünde kimi zaman hüznün, kimi zaman sevincin dalgaları dolaştı. Çocuğundan yaşlısına, deyim uygunsa durmaksızın ağırdan akan bir dere hızında dolup boşalan izleyicilerin, özellikle yakın zamanda siyasi bir cinayetle katledilen Ermeni gazeteci Hrant Dink’in fotoğrafı önünde uzun süre kederle düşüncelere dalmaları da dikkati çeken bir diğer noktaydı.
Kendi fotoğraf ve anıları da sergide yer alan Şüşan (Perişan Hanım) ile Terzi Artin Satan da oradaydı. Konukların yoğun ilgisiyle karşılandılar. Perişan Hanım; Hrant Dink’lerin Tuzla’daki kampına benzer bir kampın da Kınalı Ada’da olduğunu, kendisinin orada 20 yıl çalıştığını belirterek, Hrant’la ilgili anılarını anlattı.

O vakitler zaman zaman kampta kalmış olan Takuhi’nin (Kraliçe) Perişan Hanım’la karşılaşmaları duygulu anlar yaşattı.

Konuklar, sergiden ‘biz’ ve kardeşlik duygularıyla dolu olarak ayrıldılar...

İstanbul/EVRENSEL
13.6.2007

Memik Horuz

Hiç yorum yok: