İSTANBUL - Türkiye’deki genç Ermeni edebiyatçılardan Kevork Kirkoryan, roman dalındaki ilk eseri “Atların Yelesinde” ile yeni bir roman türü deniyor. Kirkoryan, yüzbinlerce kişinin tutkunu olduğu at yarışlarını işlediği romanı, metin içindeki açıklamaları, dipnotları ve romanlarda alışkın olmadığımız eklerinde verdiği at yarışlarına ilişkin ayrıntılı bilgilerle adeta bir el kitabı olma özelliği taşıyor.
İnkılâp Kitabevi’nin 1999 Öykü Ödülü sahibi olan ve “Kev-Gir Öyküler” adlı kitabı aynı yayınevinden çıkan Kirkoryan, yeni kitabında az işlenen bir konu seçmiş: At yarışları. Kitabın alışıldık romanlardan olmadığı, kitabın “Bir Veliefendi Romanı” olan üst adıyla vurgulanmaya çalışılıyor. İç kapakta ise (Bir At ve At Yarışları Rehberi) başlığıyla kitabın özelliklerine ilişkin ipucu veriliyor.
Kitabın öyküsü, “sanat yaşamın izdüşümüdür” sözlerini doğruluyor. Çünkü özyaşamında Galatasaray Lisesi’nin ardından Boğaziçi Üniversitesi’ne gittiği belirtilen Kevork Kirkoryan gibi kitabın erkek kahramanı da Fransızca eğitim veren bir liseden sonra Bebek’teki üniversitede öğrenci. Yazar gibi kitabın kahramanı da hayatını kazanabilmek için rehberlik yapıyor. Gazeteci kuşkuculuğumuz bize, bu benzerliklerin yazarın kahramanla özdeşleşmek istediğini düşündürüyor. Bu düşüncemiz, kahramanın adının Türkler ve Ermeniler tarafından ortak ad olarak kullanılan Murat olmasından ve Yücedağ olan soyadının da Ermenilerce kutsal sayılan Ağrı dağından esinlenildiği iddialarımızdan besleniyor.
Üniversitede karşılaştığı kızdan (Elvan) etkilenen Murat (Yücedağ) kızın ilgisini çekmeyi istiyor. Aynı masada oturdukları sırada kendisiyle ilgili bilgiler veren Murat’ın e-postasına adını saklayan biri tarafından sürpriz sonuçları içeren tahmin listesi gönderiliyor. Listeyi hayatını at yarışlarına adamış mahalle komşusuna (Nevzat Baba, ki Kirkoryan, bu kişinin gerçekte yaşadığını, kitabı yazarken ondan edindiği bilgilerden yararlandığını söylüyor) gösteren Murat’a sözcük oyunları içeren ikinci liste de geliyor. Mahalleden iki kişinin de katılımıyla saptadıkları sürpriz atların yarışları kazanmasından sonra işin ardındaki oyunu ortaya çıkarmak isteyen Murat, Nevzat Baba ve her biri farklı özelliklere sahip romanın diğer kişileri, yarışların manipüle edilmesinin gizini çözemiyor. Nevzat Baba, atların nallarından şüphelenirken işler karışıyor ve bir at dışarıdan müdahale edilmesi sonucu düşerek iki ayağını da kırıyor ve ölüyor.
Kitap bu olay üzerine Elvan’ın babasına ve at yarışlarına müdahale edilmesine karışmasıyla devam ediyor ve zaman zaman örgüsüyle polisiye roman tadı veriyor.
Kitap, basit öyküsü içinde at ve at yarışı konusunda verilen detaylarıyla asıl önemini kazanıyor. Çünkü, bu satırların yazarı gibi konuya ilişkin hiç bilgisi olmayanların bile anlayabileceği düzeyde kaleme alınan kitap, en kıdemli yarış tutkunlarının da bilemeyeceği ayrıntıları içeriyor. Roman çerçevesi içinde kaleme alınan kitapta sık kullanılan diyaloglarda çok sayıda at ve atçılık öyküleri anlatılıyor. Kitabın iç kapağındaki “Bir At ve At Yarışları Rehberi” başlığının gereği olarak da romanlarda alışılmadık bir yöntemle; dipnotlar, uzun açıklamalar ve kitabın sonunda yer alan ayrıntılı eklerle çok geniş bilgiler veriliyor.
Roman okuyucuları kadar polisiye ve at yarışı tutkunlarının da ilgisini çekebilecek bir kitap.
Öykünün 380 sayfaya sığdırıldığı ve ekleriyle beraber 422 sayfaya ulaşan kitap, sayfa sayısıyla “tuğla gibi kitap” olma dezavantajını sürükleyiciliğiyle yok ediyor.
Atların Yelesinde, İnkılâp Yayınevi, 422 sayfa, 9.750.000 lira
Yahya Koçoğlu www.hyetert.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder