Ermeni kaynaklarından yaptığı araştırmalarla Türk ve Ermeni tarih yazımına önemli katkılarda bulunmuş olan Kevork Pamukciyan’ın (1923-1996) Türkçe makalelerinin kitaplaştırılması uzun bir süredir gündemdeydi. Aras Yayıncılık yazarın sağlığında (1995 yılında) kendisine başvurarak yayın izni ve makalerinin listesini almıştı. “‘Tarih ve Toplum’ Dergisi Hariç, 1956-1995 Yılları Arasında Türk Basınında Neşredilmiş Makalelerim (Kronolojik Sıra ile Tasnif Edilmiştir)” başlıklı bu listede 46 makale yer alıyordu. Tarih ve Toplum dergisinde yayınlananlarla birlikte yüzü aşacak olan makaleden oluşan bir külliyatın ne şekilde sınıflandırılıp kitaplaştırılacağı konusunda fikir birliğine varılamaması nedeniyle projede ilerleme sağlanamadı.
Pamukciyan’ın ölümünden kısa bir süre önce benzer bir makaleler listesi Tarih ve Toplum dergisinde (no. 153, Eylül 1996, s. 46-47) yayınlandı. “Kevork Pamukciyan Bibliyografyası 1956-1996 (Tarih ve Toplum’un Dışındaki Makaleler)” başlıklı yazıda 49 makale sıralanıyordu. Feriköy, 27 Temmuz 1996 tarihini taşıyan listenin altında bulunan -uslübundan Pamukciyan’a ait olduğu anlaşılan- bir notta ise şu ifade yer almaktaydı: “İşbu bibliyografya her ne kadar Aras Neşriyat için 1995’te hazırlanmışsa da, yazılar kitap halinde neşredilmediğinden, önce makale halinde ve bazı ilavelerle ‘Tarih ve Toplum’ dergisinde intişar etmesine karar verdik.”
Pamukciyan’ın ölüm haberinin de yer aldığı 154. sayıda (Ekim 1996) ve ölümünün 1. yıldönümünde çıkan 165. sayıda (Eylül 1997) yer alan çesitli yazılarda, Pamukciyan’ın Türkçe yazılarının sağlığında teslim ettiği dosyalardan da yararlanılarak M. Sabri Koz tarafından hazırlanmakta olup iki cilt halinde İletişim Yayınları’nca yayımlanacağı; birinci ciltte Tarih ve Toplum’daki yazılarının, ikinci ciltte ise diğer yayınlardaki yazılarının yer alacağı duyuruldu. Ancak bu proje de gerçekleşemedi.
17 Ağustos 1999 depreminden sonra tarihsel depremlerin önemi fark edilince Kevork Pamukciyan’ın bu konudaki çalışmaları da aranmaya ve kendisini “Ermeni edebiyatına açılan pencere” olarak niteleyen Aras Yayıncılık’tan sorulmaya başlandı. Pamukciyan’ın deprem, diğer doğal afetler ve yangınlar (İstanbul, Bursa ve İzmir depremleri, İstanbul’un şiddetli kışları, sel baskınları, Edirne ve İstanbul’un çeşitli tarihlerdeki yangınları, özellikle de 1660 İstanbul ve 1826 Hocapaşa yangını) üzerine Ermeni kaynaklarından yararlanarak kaleme alınmış yirmiye yakın makalesi bulunmaktaydı. Aras Yayıncılık’ta bu makaleleri bir araya getirerek yayınlamak için hazırlıklara girişildiyse de zamanla bu projeden, fazla ticari olacağı ve Pamukciyan’ın makalelerini toplu halde yayınlama amacından uzaklaştıracağı kaygısıyla vazgeçildi.
128 Makale, 370 Ansiklopedi Yazısı
2002 Mayısında Aras Yayıncılık’ta çalışmaya başladığımda, uzun süredir yayınevinin gündeminde bulunan bu proje, Pamukciyan’la doğrudan tanışma fırsatı bulamamış olmakla birlikte, onun düzenli bir okuyucusu olarak makalelerine az çok hâkim olan benim önüme kondu. Elimizde yazar tarafından hazırlanmış bir liste bulunmasına ve yayınevi çalışanlarının yanı sıra M. Sabri Koz’un da katkılarıyla makalelerin önemli bir kısmı bir araya getirilmiş olmasına karşın, bazı makalelere ulaşmak için -çok sayıda dostun da katkılarıyla- uzun süre kütüphane ve sahaflarda araştırma yapmak zorunda kaldığımı, makalelerin redaksiyonunu yaparken bazı dipnot göndermeleri ya da çok açık olmayan bazı ifadelerin üzerine giderek listelerde bulunmayan bazı makaleleri fark ettiğimi belirtmeliyim. Sonunda bazısı çok geniş kapsamlı bazısı ise oldukça kısa makale, bir bölümü okur mektubu, bir kısmı ise bir başkasının giriş ya da takdim yazısıyla yayınladıgı için Pamukciyan’ın imzasını taşımıyormuş gibi görünen, 1956 yılından itibaren 28 süreli yayın ve derleme kitapta yer almış, 2’si ise daha önce yayınlanmamış 128 yazısına ulaştık. Ansiklopediler için kaleme aldığı yazıları araştırdığımızda, 1950 yılından itibaren İstanbul Ansiklopedisi’nin (Reşad Ekrem Koçu) birinci ve ikinci döneminde, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi’nde ve Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi’nde kendi imzasıyla yayımlanmış 370 maddeye ulaştık (Türk Musikisi Ansiklopedisi ve AnaBritannica’ya katkıları imzasız yer aldığı için bunlar dışarıda bırakılmıştır).
Ansiklopedilere yazdığı maddelerin bazılarının böyle bir toplu yayında yer almayı en azından makaleleri kadar hak ettiğini görerek ansiklopedi yazılarını da derlememize katmaya karar verdik.
4 Cilt Halinde Bir Araya Getirildi
Önümüze çıkan en önemli sorun bu kadar hacimli bir çalışmanın nasıl bir tasnife tabi tutularak az çok birbirine yakın kalınlıkta ciltler oluşturacak şekilde bölüneceğiydi. Yayınlandığı tarih veya yere (süreli yayına) göre yapılacak sınıflandırma yerine konularına göre bir sınıflandırmanın kitapların okuyucuya ulaşmasını kolaylaştıracağını düşündük. Makaleleri şu şekilde dört ciltte topladık:
1. cilt: İstanbul Yazıları. Bu ciltte doğrudan İstanbul tarihine ilişkin makale ve ansiklopedi yazıları bir araya geldi.
2. cilt: Ermeni Harfli Türkçe Metinler. Ermeni alfabesiyle Türkçe yazılmış şiirleri, destanları, kitapları, gazeteleri, halk hikâyelerini ve resmi belgeleri inceleyen makaleleri bu ciltte toplandı.
3. cilt: Zamanlar, Mekânlar, İnsanlar. “Diğer makaleleri” olarak da nitelendirilebilecek olan bu ciltte daha ziyade, önde gelen Ermeni aileleri veya şahıslar hakkında kaleme alınmış makaleler ve İstanbul dışındaki yerlerin tarihine ilişkin yazılar yer aldı.
4. cilt: Biyografileriyle Ermeniler. Ermeni şahıslar hakkında ansiklopedilerde yer alan biyografik yazıları bu ciltte toplandı.
İstanbul Yazıları
İlk cilde yazar ve çalışmaları hakkında bilgi veren bir yazıyla başlamak fikrini zamanla geliştirerek birinci cildin başına şu ekleri koyduk: Pamukciyan’ın Beyrut’ta çıkan Şirag dergisinin özel sayısında yer almak üzere 1992’de kaleme aldığı ama yayımlanamayan otobiyografisi, yazar hakkında kaleme alınmış değerlendirme veya anı yazıları, fotoğraf albümü, Türkçe makale ve ansiklopedi maddelerinin bir listesi (bizim derlememizde hangi cilt ve hangi sayfada yer aldığına dair bilgilerle birlikte).
Ermeni Harfli Turkçe Metinler
Pamukciyan’ın Ermeni harfli Türkçe üzerine makaleleri genellikle Ermeni harfli Türkçe metinleri tanıtma, notlandırarak Latin alfabesine çevirme ve metinde geçen tarihsel kişi ve olayları başka kaynaklardan ek bilgiler de aktararak aydınlatma şeklindeydi. Bu makalelerde, satır aralarındaki bazı değinmeler dışında, Türkçenin yazımında Ermeni harflerinin kullanılmasının nasıl bir ihtiyaçtan doğduğuna, kimler tarafından, hangi dönemde ve ne yaygınlıkta kullanıldığına, ne tür eserler verildiğine dair etraflı bilgi yer almıyordu. Ermeni harfli Türkçe metinler hakkında makalelerin toplu olarak yer aldığı bir derlemede bu tür bilgileri içeren bir çerçeve yazının bulunmamasının eksiklik olacağını düşünerek Rober Koptaş arkadaşımıza kapsamlı bir yazı hazırlattık. Okurun konuya daha iyi nüfuz edebilmesi için bu yazının yer aldığı sayfalarda Ermeni harfli Türkçe kitap kapaklarından örnekler vermenin yararlı olacağını düşündük; ancak bu yöndeki araştırmamız sırasında, sayı ve nitelik bakımından umduğumuzdan çok daha zengin malzemeye ulaşınca bunların yüz kadarından oluşan ayrı bir bölüm hazırladık. Ayrıca Ermenice bilmeyen okurlara Ermeni harflerinin şekil ve telaffuzu hakkında bilgi vermek amacıyla bu cildin sonuna “Ermeni Alfabesi” başlıklı bir tablo koyduk.
“Türkiye Ermenileri Tarihinde Kim Kimdir?”
Ansiklopedilerde yer alan biyografileri içeren son cildi ise Pamukciyan’ın makalelerinde biyografik bilgiler verdiği ancak hiçbir ansiklopediye hakkında madde yazmadığı kişiler hakkında hazırladığımız kısa bilgileri de -ilgili cilt ve sayfalara yaptığımız göndermelerle- buraya taşıyarak zenginleştirdik. Bu eklemelerden sonra dördüncü cilt, hem dört cildin Ermeni şahıslar açısından toplu bir dizini olarak kullanılmaya elverişli hale geldi, hem de bir bakıma “Türkiye Ermenileri tarihinde kim kimdir?” kitabı niteliğini kazandı. Bu ciltte iki de ek yer aldı: Pamukciyan’ın Ermenice eserlerinin bir bibliyografyası ve “Pamukciyan kaynakçası” olarak da adlandırabileceğimiz, yazarın yararlandığı, çoğunluğu Ermeniler ve Ermeni kültürü hakkındaki eserlerin bibliyografyası.
Yayına Hazırlıkta Karşılaşılan Güçlükler ve Bulunan Çözümler
Makale ve ansiklopedi maddelerini yayına hazırlarken zorlandığımız noktalar ve bulduğumuz çözümler hakkında da şu bilgileri verebiliriz:
Söz konusu yazılar yaklaşık elli yıllık bir süre içinde kaleme alınmış ve farklı editörler tarafından farklı imla ve yayın ilkelerine tabi tutularak yayınlanmıştı. Oysa toplu bir yayında birçok noktada standartlaştırmaya gitmek zorunluydu.
İmla konusunda, günümüzde yerleşmiş olan kurallara uymayı tercih ederken yazarın üslubuna sadık kalmaya da dikkat ettik.
Yazılarda, özellikle Ermenice özel isimlerin yazılışında büyük farklılık vardı. Aynı isim Garabed, Garabet, Karabed, Karabet ve Karapet şeklinde karşımıza çıkabiliyordu. Burada bu isimlerin Ermenice telaffuzlarına en yakın şekilde yazılmalarına dikkat ettik. Ancak tespit ettiğimiz ilkeleri uygulayamadığımız yerler de oldu. Örneğin Hırant, Hırand, Hrant, Hrand şeklinde geçen ismi Hırant şeklinde yazmayı doğru bulmamıza karşın, bu ismi taşıyan ve kitapta birçok kez adı geçen Hrand Der-Andreasyan adını böyle yazdığı ve eserleri de bu isimle basıldığı için Hrand şeklinde bırakmak zorunda kaldık. Aynı problem Agop/Hagop konusunda da karşımıza çıktı. Hagop yazılışını doğru bulmamıza karşın, bir kurum adı olarak resmi nitelik taşıyan Surp Agop Hastanesi’ni farklı yazamazdık. Yine aynı şekilde, “A. Dilaçar” olarak tanınan Agop/Hagop Martayan’ın adını Hagop şeklinde yazmamayı tercih ettik.
Yazıların yayınlandığı elli yıllık süre, doğal olarak, yazar açısından aynı zamanda araştırma ve bilgi biriktirme süreci de olduğu için özellikle şahısların ölüm ve doğum tarihleri konusunda çok net olarak görülen farklılıklar söz konusuydu. Pamukciyan zamanla çeşitli kaynaklardan, daha doğru ve ayrıntılı bilgilere ulaştıkça bu tarihleri değiştirmişti. Bu türden çelişkili noktalarda, en son yazılarındaki bilgileri temel aldık ve gerektiğinde farklı kaynaklardan da teyit ettirerek metinlerde değişiklikler yapmaktan kaçınmadık.
Çok uzun bir dönem boyunca farklı nitelikli yayınlara farklı amaçlarla yazılmış yazılarda içerik olarak kimi tekrarların bulunması da kaçınılmazdı. Başlangıçta, bunların bir kısmını yayınlamama veya tekrar niteliğindeki kısımları ayıklama gibi bir düşüncemiz olmasına karşın, aslında her yazıda diğerlerinden farklı bilgiler de bulunduğunu görerek bundan vazgeçtik.
Makalelerin dipnotlarında, toplu bir yayında olması gereken standartlaştırmaya gittik.
Karşımıza çıkan bir sorun da bazı makalelerde kaynak olarak verilen Ermenice eserlerin adlarının sadece Türkçesinin ya da Türkçe kısa ifadesinin yazılmış olmasıydı. Buralarda kitabın Ermenice isminin bulunarak yazılması, başlığın Türkçe anlamının ise parantez içinde verilmesi yolunu tercih ettik. Ancak bazı yerlerde yazının akışını bozmamak için bazı kitapların Türkçe kısa ifadesini tırnak içinde vermekle yetindik.
Pamukciyan’ın ansiklopedilere yazdığı bazı maddeler ayrı bir sayfada ve ayrı bir başlık halinde yer alamayacak kadar kısaydı. Birkaç satırlık bu maddeleri konuyla ilgili makalelerin dipnotlarına kaydırdık veya konuları birbirine yakın birkaç maddeyi ortak bir başlık altında birleştirerek yayınladık.
Pamukciyan, yazılarıyla ilişkisini yayınlandıktan sonra da sürdürür, dizgi ve bilgi yanlışlarını düzeltmeye önem verirdi. Birçok makalesi hakkında düzeltme ve ek notları, aynı süreli yayında daha sonra çıkan bir başka makalesinin sonunda ya da okuyucu mektubu sayfasında (bazısı birkaç yıl sonra) yayınlanırdı. Ek bilgileri ilgili makaleye dipnotlar halinde taşırken düzeltileri de metne girme yolunu tuttuk.
Makale ve ciltlerin toplu olarak ya da peş peşe okunabileceği gibi ihtiyaç olduğunda ayrı ayrı da okunabileceğini düşünerek, farklı makalelerde dipnotlarda ya da parantez içinde verilen açıklayıcı bilgilerin tekrar etmesinden kaçınmadık.
Son olarak, Kevork Pamukciyan’ın Türkçe makalelerinin toplu halde yayınlanmasını önemli bir adım olarak görmemize rağmen, yazarın sağlığında basılamamış çalışmalarının derlenmesinin ve Ermenice yazılarının en azından bir kısmının Türkçeye kazandırılmasının yayıncıların önünde hâlâ bir görev olarak durduğunu belirtmek istiyoruz.
Kevork Pamukciyan, Ermeni Kaynaklarından Tarihe Katkılar, yay. haz.: Osman Köker, Aras Yayıncılık, İstanbul.
1. cilt: İstanbul Yazıları, Ekim 2002, 320 (LXVIII+252) sayfa.
2. cilt: Ermeni Harfli Türkçe Metinler, Aralık 2002, 312 (LVI+256) sayfa.
3. cilt: Zamanlar, Mekânlar, İnsanlar, Şubat 2003, 384 (X+374) sayfa.
4. cilt: Biyografileriyle Ermeniler, Haziran 2003’te çıkacak, yaklaşık 320 sayfa.
Osman Köker / www.hyetert.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder