Ah Tamara ah! Keşişin kızı Tamara'nın hapsedildiği rivayet edilen Ahdamar Adası, hüzünlü bir aşk hikayesine sahip Ro/da Işık A htamara Adası'na gitmek için ^^i Muş'tan yoloçıktık. Yol boyunca kışın ^^mgelişinin habercisi karlar, dağlan beyaz gelinlik gibi süslemişti. 5 saatlik yolculuktan sonra dillere destan Ahtamara Adası'na ulaşmış olduk.
Van ve Tatvan arasında bulunan ve Van Gölü'ndeki en büyük ada olarak bilinen Ahtamar Adası, Van'ın Gevaş ilçesi sınırları içinde bulunmaktadır. Adaya feribotla 20 dakikalık zevkli bir motor yolculuğundan sonra ulaştık.
M.S. 915-921 tarihleri arasında Ermeni Kral Vaspurakan 1. Gagik tarafından yaptırılmış bir manastır kilisesi, girişte badem ağaçları arasında bize tarihin kokusunu hissettiriyor. Haç planlı kilise, mimarisi kadar dış cephesini saran bitki ve hayvan motifli kabartmalarla da dikkat çekici bir görünümdeydi. Kabartmaları yapan ustalar, İncil ve Tevrat'tan sahnelerle günlük olayları anlatmışlar. .
Doğu'daki diğer Ermeni anıtlarıyla birlikte Ahtamar Kilisesi'nin de 1951'de hükümet emriyle yıkımı kararlaştırılmıştır. Ancak o dönem içerisinde genç bir gazeteci olan ve bu olaydan tesadüfen haberdar olan Yaşar Kemal tarafından yıkımı durdurulmuştur. 2005-2007 dönemlerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da yeniden restore edilerek 29 Mart 2007 tarihinde müze olarak tekrar açılmıştır. Adanın asıl isminin Ermeniceden gelen "Ahtamar" olduğu, ancak 1980'li yıllardan sonra isimlerde Türkçeleştirme çalışmalarından sonra "Akdamar" Adası olarak değiştiği bilinmektedir.
Aşıkların hikayesi Adanın adının nereden geldiğine dair yaygın bir halk hikayesine göre, çok eskiden Vanlı bir keşişin dünyalar güzeli bir kızı varmış. Bütün Vanlı delikanlılar, Tamara adındaki bu kıza hayranken, onun gözü bir gençteymiş. İki sevgilinin gizli gizli buluştuğunu öğrenen keşiş, kızını bu sevdadan vazgeçirmek için çareyi onunla beraber gölün en büyük adasına yerleşmekte bulmuş. Ancak gençlerin aşkı buna rağmen devam etmiş. Delikanlı her gece Tamara'nın yaktığı ateşi takip ederek gölden yüzerek adaya gelir, sevgilisiyle buluşur, gün ışımadan da tekrar yüzerek geri dönermiş.
Bir zaman sonra keşiş durumu fark etmiş.
Bir gece kızının bıraktığı işaret fenerinin yerini değiştirmiş. Delikanlı her zaman olduğu gibi yine ışığı takip ederek yüzmeye koyulmuş. Ancak kıyıdaki ışığın yeri sürekli değişiyormuş. Saatlerce yüzen delikanlı, bir türlü ışığı yakalayamamış, kollarındaki derman tükenmiş. Sonunda, kuvvetli bir dalga, gücü tükenen delikanlıyı, kaldırdığı gibi sivri ve keskjn kayaların üzerine atmış. Her tarafı yara bere içinde kalan delikanlının, son nefesinde kopardığı "Ah Tamara, ah Tamara" feryatları, kayalıklardan yankılanarak, Tamara'ya kadar ulaşmış. Bunu duyan Tamara da hiç gözünü kırpmadan kendisini azgın dalgalara bırakmış ve kaybolmuş.
Ahtamar Adası'nın, işte bu acıklı olaydan sonra Ah Tamara' nidasından kaldığına inanılır. (Van/EVRENSEL)
Kaynak: Evernsel, 25.11.2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder