Ermeni asıllı Jan Arapoğlu: Müslüman Komşularımızla Dost Değil, Akraba Gibiydik

Ermeni asıllı Jan Arapoğlu, Bakırköy’de büyüdüğü apartmandaki Müslüman komşularını unutamıyor Arapoğlu, “Karnım acıktığında hiç çekinmeden Zafer Teyzem’in kapısını çalar, masaya otururdum” diyor.

Müslüman komşularımızla dost değil, akraba gibiydik. .

TÜRKİYE’DE dünyaya gözlerini açan Jan Arapoğlu’nun çocukluğu Bakırköy’de geçmiş. Mahallelerinde Müslüman ve Ermeni çocukların bir arada büyüdüğünü, acı tatlı birçok olayı birlikte yaşadıkları anlatan Arapoğlu, askerlikte dininden dolayı hiçbir problem yaşamadığını söylüyor. İşte o sohbet...
Biraz kendinizden bahseder misiniz?

1977 yılında Türkiye’de doğdum. Tekstil ticaretiyle uğraşıyorum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan ve Türkiye’de yaşamaktan memnunum. İnsanlarla olan ilişkimde etken olan onların dinleri veya ırkları değil, kişilik ve karakterleridir. İnsanlarla olan diyaloğumda da kişilerin dinleri, inanışları, ırkları veya dilleri kesinlikle belirleyici değildir.

Bizi korumadılar

Hrant Dink cinayeti için düşünceleriniz neler?

Ben bu konuyla ilgili olarak bazı kurumlara kırgınım. Benim kırgınlığımı umursarlar mı bilmem ama bilmelerini istediğim şey şu; nasıl azınlıklar her Türk vatandaşı gibi askere gidip bu vatanın topraklarını ve o toprağın üzerinde bulunan her bir unsuru koruyorsa ben de aynı şeyi Türkiye’deki Ermeniler’in sesi olan Hrant Dink için yapmalarını beklerdim. Keza insan hayatı ihmale gelemeyecek kadar değerli olmalı medeni bir ülkede. Geceleri boş parti binalarının önlerinde güvenlik önlemi aldıran kurumların yanı sıra en azından mesai saatlerinde toplam sayısı 3 olan Ermeni gazetelerini de korumalarını beklerdim. Demek ki bazı kişilerin gözünde Ermeni gazetesi çalışanlarının, boş parti binaları kadar değeri yok.

Cenazenin mezarlığa taşındığı esnada açılan pankartları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bence, Türk halkının arasına kimsenin giremeyeceğinin pankartıydı. Bu kadar kötü gün dostumuzun olduğunu görmek beni çok duygulandırdı.

Tek çare eğitim

Sizce bu provokasyonlar ülkemizi bölmeye yönelik mi?

Açıkçası, insanların neyi paylaşamadığını bir türlü anlayamıyorum. Bu ülkeyi bölmek, insanları öldürmek kime ne kazandıracak? Bence hiçbir şey... Ama önemli olan bunu terör yapan insanlara anlatmak... Bunun da tek yolu eğitimden geçiyor. Önemli olan bu ülkenin her bölgesindeki insanlara aynı eğitimi vermek, sonra da bu eğitimli insanlara iş imkânı sağlamak. Bu konuda medyaya da büyük iş düşüyor. Gerek görsel gerek yazılı basında artık iki kelimeyi bir araya getiremeyen bazı mankenleri ve futbolcuları değil, doktorları, öğretmenleri, sanatçıları, mühendisleri, hakimleri, savcıları göstererek özendirilmeli gençler. Bu meslekteki insanları en iyi şekilde yaşatmaya çalışmalıyız toplum olarak. Bu ülkedeki en yüksek kazancı onlar elde etmeli, en iyi hayat standartlarına onlar sahip olmalı ki gençler de onlara özensinler. Önce bunları sağlamalı...

Dinlerarası kardeşliğe inaniyor musunuz?

Kardeşlik için insanların ilk önce karşısındakini olduğu gibi kabul etmesi gerekir. Ön yargılarından kurtulmaları gerekir. Herkes kendi dininin bir diğerinden üstün olmadığını bilerek yaşamını sürdürmeli. Hıristiyan’a ‘gâvur’ demediğimiz, Müslüman’a ‘terörist’ gözüyle bakmamaya başladığımızda bu kardeşliğin adımları atılacak.

Eskiden çok başkaydı

Müslüman Türkler ile yaşadığınız bir komşuluk ilişkisi ya da dostluğa uzanan bir arkadaşlık oldu mu?

Zamanla her şeyin değiştiği gibi komşuluk ilişkileri de değişti. Doğup büyüdüğüm semt olan Bakırköy’deki komşularımızı asla unutamam. Bizler o 3 katlı apartmanda sanki komşu değil, aile bireyleriydik. Karnım acıkınca hiç çekinmeden komşumuzun kapısını çalar sofrasına oturur yemeğini yerdim. Üst kat komşumuz Zafer Teyze ve Osman Amca, Allah rahmet eylesin ikisi de, birbirlerine Osman Bey ve Zafer Hanım diye hitap edecek kadar beyefendi ve hanımefendi insanlardı.

Geçmişte yaşanan tatsız olaylar hakkında ne diyorsunuz?

Hz. İsa bağışlamayı, savaşmamayı, hoşgörüyü ve sevgiyi öğretti. Birbirimize hatalarımızı hatırlatarak hiçbir zaman toplumsal barışı sağlayamayız.

Siyasilere mesajlar

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve genç nesil olarak ülkemizi yöneten siyasetçilerden ne gibi istekleriniz var?

Benim bu konuda siyasetçilerimizden olduğu kadar gençlerimizden de isteklerim var. Peşinde koştuğumuz değerleri, bireyleri, hedefleri, örnek aldığımız insanları iyi değerlendirmeliyiz.

Bunları siyasetçilerden değil gençlerden bekliyorum. Günümüzde çoğu değer yok olmak üzere. Bunlara sahip çıkmalıyız.

Erkekler kolay yoldan parayı bulmayı değil, anlının akıyla para kazanmayı, genç kızlarımız da zengin koca bulmayı değil, ailesine sahip çıkan, çalışkan, dürüst bir erkekle evlenmeyi ilke edinmeliler.
Kültürlü, iyi ahlâklı, toplumuna ve yaşadığı dünyaya duyarlı, doğruyu ve tarafsızlığı ilke edinmiş bireyler olmalıyız.

Siyasetçilerimiz de hangi şehirde yaşarsa yaşasın gençlere iyi eğitim imkânları sağlasınlar.
Gençlere iş imkânı sağlasınlar.

Dürüst ve bulunduğu koltuğu çıkarları uğruna kullanmayan birer politikacı olarak onlara iyi birer örnek olsunlar.

Tercüman
7 Feb 2007

Hiç yorum yok: